19 Şubat 2012 Pazar

Uçak Kazasından Çıkan Şampiyon

Gabon ve Ekvator Ginesi’nin ev sahipliklerinde 28.’si düzenlenen Afrika Uluslar Kupası boyunca, tüm izleyicileri şaşırtarak finale kadar gelen küçük Zambiya’nın yaşadığı en kritik an belki de final maçının 69. dakikasıydı. Afrika futbolu deyince ilk akla gelen ülkelerden Kamerun, Nijerya ve Güney Afrika’nın yokluğunda herkesin işaret ettiği takım olarak gol dahi yemeden finale gelen Fildişi Sahilleri’nin futbolun beşiği Ada’yı kendisine hayran bırakan dev golcüsü Didier Drogba, Zambiya kalecisi Kennedy Mweene ile artık baş başaydı. Uzun adımlarla ceza sahasına girdiğinde Zambiyalı Chansa tarafından düşürülerek, ülkesine penaltıyı kazandıran Gervinho büyük bir sevinçle kaptan Drogba’ya sarıldığında, Kaptan’ın yüzündeki soğuk ifade bir şeylerin ters gittiğini hissettiriyordu. Kaptan topun başına geçti ve 94 Dünya Kupası finalinde Roberto Baggio’nun kaçırdığı penaltıyı andıran bir vuruşla topu direğin üstünden auta vurdu. Aynı 2006’da Mısır’la oynadıkları finalde yaptığı gibi…


Normal süresi 0-0 sonuçlanan maçta, uzatmalardan da gol çıkmayacak ve seri penaltı atışlarında 9. penaltılarda bu sefer Gervinho penaltıyı kaçırınca, 1974 Mısır ve 1994 Tunus’tan sonra üçüncü kez finale çıkan Zambiya, tarihinde ilk defa Afrika’nın şampiyonu olacaktı. Hem de Gabon’un başkenti Libreville’de, 27 Nisan 1993’te, 94 Dünya Kupası elemesi maçı için Senegal’e giden takımı taşıyan uçağın düştüğü yere yalnızca birkaç kilometre mesafedeki Angondje Stadı’nda… Kazadan uçaktaki 25 kişiden hiç kimse kurtulamamıştı. Yeni bir kadroyla elemelerde mücadele etmeye devam etmek isteyen Zambiya’yı, Gabonlu Jean-Fidel Diramba’nın reddetmesi üzerine, Gabon artık Zambiyalılar için “güvenilmez, sahtekâr” anlamına gelmeye başlamıştı. Motor arızası sebebiyle gerçekleştiği ortaya çıkan kaza için Zambiyalılar, Gabon ordusunu suçluyorlardı. Bu tarihten yaklaşık 19 yıl sonra, yine Gabon’da bu kez Afrika Kupası’nı, şans eseri o uçakta bulunmayan Afrika futbolunun en büyük isimlerinden Kalusha Bwalya, Chipolopolo (Bakır başlı kurşunlar anlamına gelen Zambiya takımının lakabı) adına kaldırıyordu. Saha içinde elden ele dolaşan kupa, Pazartesi günü Zambiya’nın başkenti Lusaka’ya turnuva boyunca takımı hiç yalnız bırakmayan ülkenin eski lideri Kenneth Kaunda’nın elinde indi. Afrika kıtasında siyahların hak mücadelesiyle özdeşleşen Nelson Mandela’nın Afrika Ulusal Konseyi’ne (ANC), baskı ortamında hiç çekinmeden kapılarını açan Kaunda, siyah Afrika adına bu kupaya en çok yakışan isimlerden biriydi hiç kuşkusuz.

Nüfusunun %40’ı yoksulluk sınırında yaşayan ve yaklaşık 600 bin AIDS yetimine sahip olan bir ülke için, aynı zamanda “futbolun en büyük filozoflarından biri olan” Liverpool’un efsanevi teknik direktörü Bill Shankly’nin dediği gibi, “futbol hayat memat meselesi değil, ondan çok daha önemliydi.” Takımın saha içindeki lideri ve turnuvanın “en değerli oyuncusu” Christopher Katongo’nun dediği gibi, bu kupayı kazanarak, Zambiya halkının acılarını biraz olsun dindirmişlerdi. Binlerce insanın gündelik hayatlarında giderek yeşeren sevinçleri, bu kupayla biraz daha büyümüştü. 1993’te bir kazayla kaybettikleri umutları, futbol sahasında taçlandırdıkları başarıyla dirilmişti artık. Kupayı kazandıktan sonra kendisine uzatılan mikrofonlara, turnuvanın yıldızlarından Emmanuel Mayuka, “Onların (1993 Zambiya’sının) yarım bıraktığı işi, biz tamamladık” diye haykırıyordu.

Sevag Beşiktaşlıyan 

* Bu yazı, 16-22 Şubat 2012 tarihli Agos'ta yayınlandı.

Hiç yorum yok: