Kesmeşeker, 20 yılı aşkın süredir var olan bir grup. Grup, 1991 yılındaki Dipten ve Derinden isimli ilk albümlerinden beri, Cenk Taner’in İzin Vermedi Yalnızlık isimli solo albümünü de katarsak, 8 tane albüm çıkardılar. Bununla birlikte Kesmeşeker, müziği dışında ön plana çıkmayı tercih etmemiş, belki de değeri tam anlamıyla bilinmeyen bir grup. Öte yandan Kesmeşeker'in İçinde İçindekiler Vardır albümlerinde "Uçsuz Bucaksız Azınlık" diye haklarını teslim ettiği sadık ve kuvvetli dinleyici kitlesini unutmamamız gerekiyor.
Grup, birkaç ay önce çıkardıkları Doğdum Ben Memlekette albümüyle 7 senelik uzun aralarına son verdi. Albümde, grubun tek değişmeyen elemanı ve kurucusu Cenk Taner’in vokaller ve gitarlarına, daha önce Tut Beni Düşmeden, İnsulin albümlerinde çalan Can Alper gitarlarla, İnsulin, İçinde İçindekiler Vardır ve İzin Vermedi Yalnızlık albümlerinden Tansu Kızılırmak bas gitarla ve İçinde İçindekiler Vardır albümünden Emre Sarıtunalılar da perküsyonla eşlik ediyor. Albümdeki tüm söz ve besteler Cenk Taner'e ait.
Albüm, belki de Türkiye'de son aylarda çıkan en iyi rock/alternatif albümlerinden birisi. Öncelikle albümün kayıtları temiz ve enstrümanlar/vokaller oldukça belirgin, yirmi dakika dinledikten sonra yüksek sıkışık seslerden bunaltan kayıtlardan değil. İsmail, Her Şey Sermaye İçin Sevgilim, Sıcak ve Kurak gibi rock sesi içerisinde kalan ama birbirinden oldukça farklı ve çarpıcı parçalara sahip. Bu haliyle 2 şarkısının sözü melodisi ezberlenip tüketilebilecek albümlerden çabucak ayrılıyor. Albüm, genellikle sade melodiler ve cambazlıktan uzak yapılar üzerine kurulmuş. Yalnız bu, üstün bir müzisyenlik olmadığı şeklinde anlaşılmasın: sadece tüm grubun katkıda bulunduğu düzenlemelerden bile parçaların müzikal açıdan ne derece özenli işlendiği belli.
Bununla birlikte albümün amiral gemisinin Cenk Taner'in sözleri olduğunu kolaylıkla söyleyebiliriz. Cenk Taner, "yaşama sevinçli sandviçler," "sevişelim derim ben emek bu kadar ucuzken," "doğmasaysın sen de oralarda," "adam ol denen şu okulda bütün dersleri astım" gibi vurucu sözleriyle şarkıcı-şarkı yazarı tanımına harika oturuyor. Doğdum Ben Memlekette'de doğrularını dolgun bir yalınlıkla yaşayan birinin iç dünyasını hissederken, rahatlıkla bir Bülent Ortaçgil, Ezginin Günlüğü dinlemeye benzer bir hazzı bulabiliyorsunuz.
Ve gelelim albümün en anlamlı şarkısına: Metin Kurt Yanlızlığı. İnandıkları değerler için yaşayan ve savaş veren insanların yanlızlaşması hakkında olan bu şarkı, Türk futbolunun efsane olmayı hakeden fakat duruşu sebebiyle hakim vahşi futbol zihinlerinin mağduru olan Metin Kurt'u, grubun kendi deyimiyle, metafor olarak kullanıyor ve bu toprakların en özel sporcusuna saygı duruşunda bulunuyor. 70lerde futbolcu haklarını savunan, spor emekçilerini örgütlemeye ve onları sendika çatısı altında toparlamaya çalışan Metin Kurt, şaşılmayacak şekilde, oyunundan aforoz edilmiş ve yanlız bırakılmıştı. O ise bu oyun dışında kalmayı sahiplendi ve futbolun biraz daha insan gibi oynanabilmesi için çabalamaya devam etmekte. Metin Kurt Yanlızlığı kazanmak için başkalarını yiyemeyen, karşısındakinin gözünün içine aşık olduğu yalanını söyleyemeyen, sınıfta hocasına öğretemediğini haykıran, kendi çıkarı olunca değil herhangi birinin hakkı için ses çıkaran, basitçe ve sadece doğrusu bu olduğu için değirmenlerle savaşma tercihini yapabilmiş, ismi Lefter konulmamış ama yine de "bir rüyanın peşinden koşan" çocukların gururlu yanlızlıklarını anlatan belki de en güzel şarkı...
... ya da belki hayatın kendisi güzel. Her şeyin sonunda yanlış biriyseniz ve kula kulluk etmiyorsanız, siz de her an ceza sahasındasınız. Topunuz bir kerecik tümseğe çarpsın...
Sertan Şentürk
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder